İnternet ortamında başka başka yerler gösterilse de Burnaklılar
onun kendi köylüsü olduğunu ve ailenin hala köyde arazilerinin bulunduğundan
bahsetmektedirler. Baytar Nuri Dersimi köyde halk tarafından sevilmeyen birisi
olarak tarif edilmektedir. Kendi anlatımına göre de Burnak’lı olan Nuri Dersimi’nin
sülalesine atası ‘’Colo’’ dan dolayı ‘’Colikoğulları’’ veya ‘’Colikzadeler’’
denilmektedir. (1)
İlk eğitimini evde-köyde amcasından alan baytar Nuri, Harput
Askeri Rüştiyesine kaydolur. Sonra 1904’de Harput İdadi mektebine geçer. Nuri
Dersimi’nin babası mılla İbrahim, Hozat mutasarrıfı olan Sağıroğlu Sabit beye
hitaben methiyeler dolu bir şiir yazar. Bu methiyelerden sonra Sağıroğlu Sabit
bey Dersim valisi olmuş ve küçük Nuri Dersimi’nin Elazığ’a yatılı okula
girmesini sağlamışlar. (2) Demek ki Nuri Dersimi daha babadan itibaren devlet
erkanıyla iyi ilişkiler içerisindeymiş. Burayı bitirince 1911’de İstanbul -
Sultanahmet Mülkiye Baytar Mektebi Alisi’ne girer. Nuri burada önce Kürt Talebe
Hevi cemiyetine girer, sonra Kürdistan Muhiban Cemiyetinin umum katipliğini
yapar sonra Kürdistan Teali cemiyetine katılır.
Birinci dünya savaşı başladığında 1914’de son sınıfta olan
Nuri herkes gibi askere alınır. Beykoz’da iki aylık bir askeri eğitimden
geçirilir. Erzincan – dördüncü orduda vekil subay rütbesiyle görev verilir. Nuri
1916’da okuluna döndü ve 1918’de mezun oldu. Bir ihbar üzerine Kürdistan Teali
Cemiyetiyle ilgili Divan-ı harpte yargılanır hemen serbest bırakılır.
Baytar Nuri, sakıncalı ve Divan-ı harpte yargılandığı halde
hemen tayini yapılıp devlette görevlendiriliyor Kangal, Divriği, Zara bölgesine
resmi görevli olarak atanıyor. (3) Bölgeye Kara Deniz üzerinden Mustafa
Paşazade haydar ile birlikte geçer. Ümranlıya (Boğazviran – Boğazören) köyüne gittiklerinde
Mustafa Paşazade Haydar’ın kardeşi Alişan ve Alişan’ın katibi Alişer’le bir
araya gelirler.
Aynı yıl (1919) M. Kemal Paşa Erzurum’dan Sivas’a gelir ve
Baytar Nuri’yi ve Alişan’i yanına çağırır. Alişan görüşmeye gider Baytar Nuri
mazeret gösterip gitmez.(4) Baytar Nuri kendi anlatımlarına göre Sivas’ta vali
tarafından gözaltına alınmış ayağına zincir vurulmuştur. Olayı duyan M. Kemal paşa
baytar Nuri’nin serbest bırakılmasını istemiş. İş onunla da bitmemiş. M. Kemal’in
emriyle kendisine Sivas’ın Koçhisar kazasına bağlı Celallı nahiyesinde evvelce Fertallı
oğullarından hazineye intikal etmiş olan Süleymaniye isimli çiftlik
verilmiştir. (5) Baytar Nuri’nin olayı ilginç önce gözaltına alınıyor sonra
serbest bırakılıyor durduk yerde kendisine çiftlik hediye ediliyor.
Burada şöyle kuşkulu bir durum var baytar Nuri gözaltına
alınıyor böylece muhalifmiş gibi bir izlenim yaratılıyor. Koçgiri olaylarında yer
alan öncülerin güvenini kazanıyor. Koçgirililer onun sinsi, hain bir düşman
olabileceğini bile fark etmiyorlar. Daha da ilerde 1921’de ortaya çıkacak
Koçgiri olaylarında ajan – provokatör rollerine hazırlanılıyor. Yani Koçgiri
bölgesinde hareketin önderlerinin arasına bu baytar Nuri’yi sokma ve
ayaklanmaya doğru itme ve devlet güçlerince de bastırılması olayı. Baytar Nuri
derin devletin adamı olarak hem istihbarat, hem provokasyon konularında uzman
tam anlamıyla derin devlete çalışan bir adam gibi görünüyor.
Dilek Kızıldağ Soileau’nın, Belgelerdeki mi, Belleklerdeki
mi: hangi Seyit Rıza ? adlı doktora çalışmasının 7. sayfasında düştüğü dip
notta şöyle diyor: ‘’Koçgiri birkaç asır önce Dersimden göçtüğü iddia edilen
yoğunlukla Sivas’ın İmranlı/Ümraniye, Zara, Suşehri, Kangal, Divriği, Hafik
ilçeleriyle, Erzincan’ın Refahiye, Kuruçay ilçelerinde 135 köyü çevreleyen
alanda aynı isimli aşiretin meskün olduğu bölgedir.’’
Koçgiri ve çevresinde sıkıyönetim ilan edilir. Bölgeye giriş
çıkışlar yasaklanır. Yollar, köprüler tutularak bölge her taraftan kontrol
altına alınır. Askeri harekatın başına sakallı Nurettin paşa getirilir. Ayrıca
Giresun üzerinden Topal Osman kuvvetleri getirilir. Topal Osman Balkanlarda,
Kafkaslarda gönüllü olarak savaşlara girmiş bu savaşlarda topal olmuş birisi ve
en sonunda Giresun’da kendi çetesini kurmuş derin devlete çalışan bir çete
reisidir. Kara Deniz bölgesinde Rumları katleden, fırınlarda yakan, göç ettiren
bu Topal Osman ve çetesidir. Topal Osman kara denizde yaptıklarını sakallı
Nurettin paşa ile birlikte Koçgiri’de yapmaya başlamıştır. Koçgiri direnişinin
içinde olan Nuri Dersimi’nin ajan - provokatör çabaları ve sakallı Nurettin
paşanın, Topal Osman’ın bastırma harekatıyla halkın üzerinden silindir gibi
geçilir.
Rivayetlere göre bu katliamdan sonra 1000 kişi Dersim’e
sığınır. Bu sığınanlar arasında seyit Rıza’nın yeğeni Rayber tarafından
öldürülen Alişer ve karısı Zarife de vardır. Nuri Dersimi’de Koçgiri direnişinin
bastırılmasından sonra 15 Mayıs 1921’de Dersim’e geçmiştir ancak Koçgiri’de
yürüttüğü devlet görevini yani istihbarat, ajan - provokatörlüğünü devam
ettirmek ve yeni görevler almak için geçmiştir.
Nuri Dersimi, Koçgiri direnişine katıldı, önderler arasında
yer aldı adı altında Divan-ı Harb’de gıyaben idamla yargılanmıştır. Geçtiği özel
yeni görev yeri olan Dersim’de, Dersim halkı tarafından, Divan-ı Harb’de
gıyaben yargılandığı için, devlete muhalif görülmüş, direnişçi eğilim ve
gruplarca kendisi kabul görmüştür.
Nuri Dersimi, Dersim’de de devlet tarafından beslenen
birisidir. Haydar Beltan’ın Dersim meclisinin internet sitesinde ki makalesinde
ve 05 – Haziran – 2020 tarihinde Hüseyin Aygün’le sosyal medya üzerinden
yaptığı söyleşide 1926’da bölge halkından oluşturulan içinde Türklerin,
Kürtlerin de olduğu devşirilen milislerin başına geçerek Dersim’de oldukça sert
bir direnme merkezi olan koçan (Koçu – Koçuşağı) aşiretinin üzerine seferler
yapmış başarısız olmuştur. Sonra aynı harekatı başka komutanlar, ünlü 33
kurşunla anılan orgeneral Muğlalı da dahil başka birlikler sürdürmüş arazinin (ünlü
Ali Boğazı bölgesi gibi) sarp ve engebeli olmasından dolayı başarısız olmuş
geri çekilmişlerdir. Devletin Koçan kuşatması ve Koçanlıların direnişi 1906 dan
beri, yani Osmanlı döneminde olduğu gibi, İttihat Terakki iktidarı altında da
devam eder. Arşivler tam açılmamıştır olaylar yeteri kadar netleşmemiştir. En
nihayetinde 4 Mayıs 1937 hükümetin bakanlar kurulu kararları ve genel Dersim
harekatıyla birlikte bastırılan, dağıtılan Koçan direnişinden dolayı
katledilenler, tutuklananlar, idam edilenler, yakın ve uzak bölgelere sürgünler
olmuştur.
Nuri Dersimi hem idam cezasıyla yargılanıyor hem milis
komutanlığı yapıyor, valilerin iltifatına mazhar oluyor. Dersim mutasarrıflığı
tarafından kendisine Dersim’de rahatça dolaşabilmesi için sertifika veriliyor. Elazığ’a
valiliğe gidiyor, Diyarbakır’a valiliğe gidiyor. Diyarbakır valisiyle Elazığ
valisiyle birlik olup Dersim aşiret reislerini ziyaret ediyor. Valilerle, mülki
erkanla birlikte özel ziyafet sofralarında oturuyor. Devletin haliyle
Ankara’nın, valilerin yapılmasını istedikleri şeyleri aşiret liderlerine
aktarıyor. Aşiret liderlerini devletin yanına çekmeye çalışıyor. Bazı aşiret
liderlerini yanına alarak Ankara’da hükümetle üst düzeyde görüşmeler yapıyor.
Hem idamla yargılanıyor hem de her yere girip çıkan adamdır bu Nuri Dersimi.
Yanına alıp Ankara’ya götürdüğü bazı aşiret liderleri, aşiretleriyle birlikte
devlet safında Dersim direnişine karşı savaşan aşiretler haline geliyor.
Haydar Beltan’ın Dersim meclisinin internet sitesinde
yayınlanan makalesinde anlattığına göre, tam yetkiyle Dersim’e tayin edilen
general Abdullah Alpdoğan’ın Elazığ’a ilk geldiğinde kendisini karşılayanlar
arasında bu Nuri Dersimi’de vardır. (6) Hem idamla yargılan, hem Koçgiri’nin, hem
Dersim’in kahramanıyım diye ortalarda dolaş ondan sonra Dersim soykırımının
birinci dereceden tam yetkili aktörünü Elazığ tren istasyonunda karşıla olacak
şey değil.
Bundan başka Diyarbakır, Elazığ valilerinin ve onların planları
çerçevesinde Nuri Dersimi özel görevlerle görevlendiriliyor. Bütün Dersimin
aşiretleri, kabileleri, klanları dolaşılıyor devletin planlarına uymaya
çağırılıyor. Devletin bir isteği de bir kısım Dersimlinin Elazığ ovasına
yerleşip çiftçilik yapmasıydı. Nuri Dersimi ikna ettiği bazı Dersimlileri
Elazığ ovasına götürüp yerleştirir. Nuri Dersimi’nin kendisine de Elazığ’da Holvenk
(Şahinkaya) köyünde bir manastır çiftliğiyle birlikte hediye edilir. (7) Böylece Elazığ’a
yerleştirilenlerle Dersim boşaltılmaya, direniş ocağı bir ölçüde zayıflatılmaya
çalışılır. Hükümette plan çoktur, Nuri Dersimi üzerinden bazı aşiretleri yanına
çekmeye çalışıp, direnen aşiretlere karşı savaştırmak ister.
Nuri Dersimi Suriye’de kaleme aldığı iki kitabında bütün
Dersimi aşiret – aşiret, dağ – bayır, yayla yazar. Aşiretlerin genel nüfusunu
ve silahlı insan sayısını, gücünü yazar. Kimlerin sözünün geçtiğini, kimlerin
geçmediğini kimlerin kimlerle husumetinin olduğunu bilir. Adeta hem doğa hem
toplum üzerinde uzman olmuştur. Osman Pamukoğlu, Mustafa Kemal Paşanın çizdiği
Dersim’e karşı yapılan askeri harekat planının Trabzon’da müzede olduğunu
açıklamıştı. Dersimi hiç gezmemiş olan Mustafa kemal Paşanın istihbaratı Nuri
Dersimi’den aldığını ve harekat planını ona göre çizdiğini söyleyebiliriz.
Hükümet, seyit Rıza ve arkadaşlarını idam eder, halkı
katleder, sağ kalan masum, savunmasız halkı ülkenin bütün bölgelerine sürgün
ederek mecburi ikamete tabi tutarak asimilasyonu devam ettirir. Hükümet
birlikleri Dersim direnişçilerini katlettiği gibi bu ihanetçi, işbirlikçi, ajan
– provokatörleri de ortadan kaldırma yolunu tutar. Topal Osman en korkunç
katliamları yapmış, derin devletin en önemli vurucu adamlarından birisiydi onu
bile Ankara, Çankaya’da ortadan kaldırdılar.
Nuri Dersimi sıranın kendisine geldiğini anlayınca kaçmaya
çalışır. Önce İstanbul üzerinden Avrupa’ya kaçmaya çalışır olmayınca Suriye’ye
kaçar. Suriye bölgesinde önce Fransız bölgesine (Hatay) yerleşir Fransızların
bu bölgeden çekilmesinden ve T.C. birliklerinin gelişinden sonra Suriye’ye
geçer. Sonra Ürdün’e gider tekrar Suriye’ye döner, veterinerlik yapar, hatıratını
yazar, Kürtlerin kurduğu Hoybun cemiyetine katılır.
Sonuç:
Bu konuda makale, kitap yazan Haydar Beltan, 05 – Haziran –
2020 tarihinde sosyal medyada Hüseyin Aygün’le yaptığı söyleşide, Nuri
Dersimi’yi ‘’yanlış yönde olan Dersimi bir değer’’ olarak tanımlamıştır. Söz
konusu söyleşinin sonunda Hüseyin Aygün ‘’burada bir çelişki var Nuri Dersimi
hem yanlış birisi hem Dersim’in değeri nasıl olur ?’’ diye sormuştu. Beltan’sa
‘’yanlışlığı zamanla netleşecektir’’ deyip, ‘’yalnız onun Dersime giydirdiği
gömleği giymeyelim’’ demiştir.
Nuri Dersimi, yanlış yönde değerse bu adam Dersim’in değeri
olamaz. Hem Beltan’ın hem benim görüşüme göre Nuri Dersimi’nin Suriye’de
yazdığı iki kitap Dersim olaylarıyla örtüşmemektedir. Nuri Dersimi,
kitaplarında baştan sona abartıya ve çarpıtmaya gitmiştir. Nuri Dersimi, Dersim
olaylarını adeta beş yüz bin kişinin öldüğü Çanakkale savaşı gibi bir savaşa
benzetmiş, kendisini de o savaşın, direnişin içindeymiş gibi anlatmaya
çalışmıştır. Söz konusu her iki kitapta Dersim – Zaza kimliği de tamamen
çarpıtılmış, ters yüz edilmiştir. Günümüzde Zaza özgürlük hareketi onun ortaya
koyduğu hataları, yanlışlıkları, abartıları düzeltmek için var gücüyle
çabalamaktadır.
Nuri Dersimi ilk önce İstanbul’da yargılandığı davadan hemen
beraat ettiriliyor. O büyük ölçüde ajanlığa burada başladı. Ajanlığını öğrenci
örgütlerinde başlayıp Kürdistan Teali Cemiyetinde sürdürdü. Bir ihbar üzerine
yakalanıyor, yargılanıyor hemen af ediliyor arkasından devlet görevine
atanıyor.
Sivas Koçgiri’de tekrar tutuklanıyor M. Kemal Paşanın
emriyle serbest bırakılıyor. Güya Koçgiri direnişçi önderleriyle birlikte
görülüyor. Devamla güya karşısına geçip savaştığı devlet tarafından yukarıda
yazdığımız gibi kendisine Sivas’da çiftlik hediye ediliyor. Devlet kendisine
karşı savaşan adama ne diye çiftlik hediye etsin ?
Elazığ’da devlete iyi hizmetlerinden dolayı kendisine
hükümetçe çiftlik hediye ediliyor.
Her gittiği yerde kendisine çiftlik hediye edilen, devlet
erkanının, protokol heyetlerinin içinde yer alan, valilerin, kaymakamların,
mutasarrıfların evlerinde yatıp – kalkan, içkili, eğlenceli ziyafet sofralarında söz konusu protokollarla
birlikte yer alan, Koçan (Koçu – Koçuşağı) aşiretinin vurulmasında milis
komutanı olarak görev alan, Dersimin ve Koçgiri’nin vurulmasına ön ayak olan ajan
– provokatör Baytar Nuri Dersimi, ne Koçgiri’de ne de Dersim’de ulusal kahraman
olamaz…
Suriye’ye geçmiş olan Nuri Dersimi, devlete olan hizmetlerinin
karşılığında kendisine vaad edilen vaadler yerine getirilmediği ve üstelik de
ülkeden kaçmak zorunda kaldığı için küskündür, tepkiseldir yada kafayı
yemiştir. İstanbul’da ki öğrencilik yıllarından itibaren devlete çalışan ajan –
provokatör, özel savaş elemanı Nuri Dersimi Suriye’ye geçtikten sonra
Kürdistan, Kürdistan, Kürdistan, intikam, intikam, intikam diye naralar atmıştır.
1978 Dersim devrimci gençlik, yurtsever gençlik kuşağının
üzerinde belli bir etkisi olan, günümüzde bu etkisi sorgulanan, garip, ilkesiz,
tutarsız bir adamdır baytar Nuri Dersimi. Günümüzde bazı çevreler tarafından
temcit pilavı gibi ısıtılıp - ısıtılıp, tekrar - tekrar önümüze sürülmesi onun
sorgulanmasına ve bu makalenin kaleme alınmasına yol açtı.
(1) Nuri Dersimi Hatıratım Öz-Ge yayınları 1992 sayfa 15
(2) Nuri Dersimi Hatıratım Öz-Ge yayınları 1992 sayfa 26
(3) Nuri Dersimi Kürdistan Tarihinde Dersim Ani Matbaası
Halep 1952 Sayfa 121 – 122
(4) Nuri Dersimi Kürdistan Tarihinde Dersim Ani Matbaası
Halep 1952 Sayfa 122 – 123
(5) Nuri Dersimi Hatıratım Öz-Ge yayınları 1992 sayfa 110 /
Nuri Dersimi Kürdistan Tarihinde Dersim Ani Matbaası Halep 1952 Sayfa 136
(6) Nuri Dersimi Kürdistan Tarihinde Dersim Ani Matbaası Halep 1952 Sayfa 262(7) Nuri Dersimi Kürdistan Tarihinde Dersim Ani Matbaası Halep 1952 Sayfa 192
Recep Gül 15 – 06 - 2020