1 – ABD ile İran arasındaki gerilim, geçen hafta İran
destekli Ketaib Hizbullah örgütünün, ABD askerlerinin konuşlu olduğu
Kerkük'teki K1 askeri üssüne roket saldırısı düzenlemesiyle tırmandı.
31 roketle yapılan saldırıda, bir Amerikalı sözleşmeli
personel ölmüş, çok sayıda Amerikan askeri yaralanmıştı. Bu saldırı üzerine ABD
de örgüte ait Irak ve Suriye'deki 5 üsse hava saldırısı düzenlemiş, buna
karşılık Şii milisler, ABD'nin Bağdat Büyükelçiliğine saldırmıştı.
Bölgeye asker sevk eden ABD, Irak'a da baskı uygulayarak
Bağdat Büyükelçiliğinin önündeki Şii milislerin dağılmasını sağlamıştı.
(3 – 1 – 2020) İran
Devrim Muhafızları Ordusuna bağlı Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani ve Haşdi
Şabi Komutan Yardımcısı Ebu Mehdi el-Mühendis, yanı sıra Süleymani'nin damadı
ile Haşdi Şabi Halkla İlişkiler ve Protokol Sorumlusu Muhammed Rıza Cabiri,
Hasan Abdulhadi, Haşdi Şabi Üyeleri Haydar Ali, Muhammed eş Şibani ve Samır
Abdullah'ın Bağdat Havalimanı'nda
araçlarına ABD tarafından düzenlenen hava saldırısında öldürülmüştü…
2 – (4 – 1 – 2020) Bağdat'ın kuzeyindeki Taci Stadyumu
yakınında Haşdi Şabi komutanlarını taşıyan bir konvoya daha hava saldırısı düzenlenerek,
araçlardaki 6 kişinin öldürüldüğü belirtildi. Haşdi Şabi Heyeti tarafından
yapılan yazılı açıklamada saldırının Haşdi Şabi komutanlarına değil sağlık
ekibine karşı yapıldığı açıklandı…
3 – İran misilleme yapacaklarını açıklayıp dururken demek ki
ABD benzeri saldırılarına devam edecek. Gelen bilgilere göre Trump, Twitter'dan
yeni bir paylaşımda bulunarak "ABD, askeri ekipman için daha yeni 2
trilyon dolar harcadı bunları belirlenen 52 hedefe kullanacağız’’ demiştir…
4 – ABD ne kadar zalim bir devletse İran’da o kadar zalim
bir devlettir. Hatta İran ABD’den de zalim bir devlettir. ABD birinci dereceden
emperyalist devletse bölgede ki yerel devletlerin birçoğu da ikinci dereceden
emperyalist devletlerdir. Bu devletlere artık alt-emperyalist devletler
deniliyor. Bu alt-emperyalist devletler yaptıkları canililerde üst emperyalist
devletlerle kıyasıya yarışmaktadırlar…
5 – ABD dünya devrimi için dünya proletaryası tarafından
karşıya alınıp yıkılacak bir devlettir…
6 – ABD’de teoriyi – pratiği örgütlemeye çalışan çeşit çeşit
akımlara ayrılmış devrimci sosyalist hareketler var. Ama İran’da böyle bir
hareket yok. İran devrimcileri, Humeyni ve ekibinin İran’da iktidara
gelmesinden sonra top yekün, tavanı da, tabanı da, kitlesi de katledilip iş
makineleriyle açılan hendeklere gömüldüler. Devrimcileri katlederek İran’ı
sıfırlayan Humeyni’nin adamları hala İran’ı yönetmeye devam ediyorlar…
7 - 12 Eylül 1980 askeri darbesinin ne kadar kötü, ne kadar
acımasız, ne kadar bela olduğunu hepimiz biliyoruz. Haklı olarak insanlık
adına, özgürlükler adına o kötü yılları unutmuyoruz daima kınıyoruz. İşkenceler,
idamlar, sürgünler, işten çıkarmalar, hapisler yaşandı. İran’da Humeyni ve
ekibinin devrimcilere yaptığı Kenan Evren’in yaptıklarından kat kat kötüdür.
Kenan Evren büyük bir kitleye mahkemeler kurarak yani bir hukuka bağlı kalarak
yargılamaya, cezalandırmaya çalışırken Humeyni yargılamaya gerek duymadan insanları
derhal katletti…
8 – 1978 - 1979’larda Şah’a karşı mücadele edilirken doğal
olarak çeşitli akımlar yan yana geldi. İran devrimcileri de onlarda bir muhalif
diye Humeyni ekibiyle yan yana geldi ve Şah’a karşı ortak mücadele verdi. Şah
ülkeden kovulunca İran devrimcileri dost bildikleri, yan yana geldikleri
Humeyni güçleri, Humeyni devleti tarafından ortadan kaldırıldı. Devrimci
hareket önderliği bunu önceden görmeliydi, göremediyse o önderlik önderlik
değildir. Dostunu düşmanını göremeyenler, ona karşı nasıl bir tavır içinde
olunması gerektiğini bilmeyenleri tarih affetmez…
9 – Günümüzde İran halkı iktidara karşı ekonomik –
demokratik mücadele vermektedir ama bu mücadeleye öncülük edip zafere götürecek
devrimciler yok çünkü hepsi katledilip kepçelerle çukurlara gömüldü…
10 – Sosyal medyada Şah döneminde kadınların modern giyim
kuşam içinde olduklarını Humeyni gelince kadınları kara çarşaf giymeye
zorlandıklarını Humeyni devletinin, polisinin sokaklarda tek başına kadın
halinle dolaşamazsın diye kadınları sopayla döverek hizaya getirdiğini paylaşıyoruz,
paylaşılanları görüyoruz. Karanlık sadece giyim kuşamda değil, kültürde, kafaların
içinde de yaratılmaya çalışılıyor. Devamla kadını boynuna kadar toprağa gömüp
taşla öldürerek ne kadar cani, ne kadar insanlıktan nasibini almadıklarını
gösteriyorlar. Kadının başına gelenler mesela yerine göre tecavüzcüsü olan bir
alçağı öldürmesinden dolayıdır. Yani tecavüzcünün yargılanıp mahkum edilmesi
gerektiği yerde mağduru yani kadını kadın olduğu için yargılayıp, taşlayıp linç
ediyorlar. Buna da adalet diyorlar…
11 – Bizler krallığa, şahlığa hep karşı çıktık, çıkacağız da
ama Humeyni’yle Şah iktidarını karşılaştırdığımızda çok kan döktüğü halde şahın
daha Humeyni’den daha demokratik olduğunu görüyoruz. Şahın iktidarı altında
kadın da devrimci harekette daha özgür, daha örgütlü, istek ve beklentileri
yolunda daha muhalefet edecek ortam buluyordu. Humeyni iktidara gelince
cumhuriyet kuruyorum adı altında İran toplumunu alıp geriye, karanlığa doğru
götürüyor. Humeyni, toplumu, toplumsal örgütlenmelerini, aydın, ilerici,
demokratik, geleceği kuracak olan dinamiklerini ortadan kaldırıyor.
12 – Türkiye’ de başında Hüseyin Velioğlu’nun olduğu Kürt
Hizbullahı vardı. Şimdilerde legale çıkıp Hüda – Par’ı kurmuşlar diye
biliniyor. Eskiden bu örgüt kendi üyeleri de dahil bir çok kişiyi kaçırıp hücre
evlerinde günlerce işkence ettikten sonra kurbanlarını katledip evlerin
bahçelerine gömüp üzerine beton dökmüştü.
Bu Hizbullah örgütü, Kasım Süleymani'nin, İran’ın besleyip,
eğittiği Türkiye’de ki yavrusuydu. Gonca Kuriş Mersin’de bir Hizbullahçıydı.
Ailesinin gitmemesi için yaptığı uyarıları bir kenara itip İran’a gitmişti.
Gonca Kuriş, hem İran-Humeyni hem Hizbullah taraftarıydı. Bu kadın zamanla
feminist Kadın hareketlerinden etkilenerek islamda kadın hakları, kadın özgürlükleri
konularını televizyonlara çıkarak dile getirmeye çalıştı. Sonraları Hizbullah
örgütü bu kadını Mersin’den kaçırarak Konya’ya hücre evlerine getirdi. Gonca
Kuriş Konya’da ki hücre evlerinde 35 gün süren video kayıtlı işkencelere maruz
kaldıktan sonra Hizbullah militanları tarafından katledilip katledildiği evin
altına gömüldü.
Bunun gibi örnek çok Hizbullahın bütün hücre evleri bir
işkence ve ölüm evine dönüşmüştü. Gonca Kuriş örneği sadece sıradan bir
örnektir.
Kasım Süleymani’nin İran dışında (Irak – Suriye – Lübnan –
Yemen – Afganistan gibi) yönettiği örgütler bu Velioğlu’nun Hizbullah örgütü
gibi cani, işkenceci, katliamcı örgütlerdi.
Hizbullah’ın ve Süleymani’nin yaptıklarını savunanlar masum
ve savunmasız insanlara karşı yapılan işkence ve cinayetleri de savunmuş
oluyorlar. İnsanım diyen birisi bu örgüt kişi ve kurumları işkence ve
cinayetleri savunamaz. Savunanları sonuna kadar eleştirmeye hakkımız var…
13 – İsrail’in ABD’yi etkileyerek Orta Doğu’da kendisine
rakip olabilecek (Suriye, Irak, İran gibi) ülkeleri başarılı bir şekilde
zayıflattığını biliyoruz. Özellikle İsrail, Şii – İran – Humeyni rejiminin yerinde kalmasını suni İslam
dünyasına karşı bir denge olmasını istiyor. İran denilen ağaç çok yayılırsa
dalını budağını kesiyorlar ama kurumaya yüz tutarsa köküne bol su verip
yaşatıyorlar. O küçücük İsrail Orta Doğu’yu böyle parmağında oynatıyor…
14 – Hangi ülke devrimcisi olursak olalım, Orta Doğu
devletlerinin değil halklarının yanında olacağız, ABD devletinin değil halklarının
yanında olacağız, Avrupa devletlerinin değil halklarının yanında olacağız…
15 – Devrimci hareket, İran’da olduğu gibi hangi ülkede,
nerede olursa olsun boynunu koparacak olanların önüne boynunu uzatmamalı...
16 – Anadolu Aleviliğiyle İran - Humeyni - Şia anlayışını
bir biriyle karıştırmamak gerekir...
Recep Gül - 06 – 01 - 2020