15 KASIM 1937, DERSİM ÖNDERLERİNİN ELAZIĞ-BUĞDAY MEYDANINDA İDAM EDİLDİĞİ TARİHTİR...
Elazığ-Buğday meydanında idam edilen, Dersim
önderlerinin itibarları iade edilsin, mezar yerleri açıklansın.İdam edilenlerin isimleri şöyledir:
1)-Seyit Rıza-(1862 Dersim-1937 Elaziğ)
2)-Seyit Rıza oğlu Resik Hüseyin
3)-Şexanlı Aşiret Reisi Seyd Hüsen
4)-Yusufun Aşiretinin Reisi Kamer’in oğlu Fındık
5)-Demanan Aşiretinin Reisi Cebrail’in oğlu Hasan
6)-Kureyşan Aşiretinden Ulkiye oğlu Hasan
7)-Mirza Ali’nin oğlu Ali
İhsan Sabri Çağlayangil’ in anıları;
“Ayıptır Zulümdür Cinayettir”
Biz Seyit Rıza'yı aldık. Otomobilde benimle polis
müdürü İbrahim'in arasına oturdu. Jeep jandarma karakolunun yanındaki meydanda
durdu.
Seyit Rıza sehpalari görünce durumu anladi.
-Asacaksınız; dedi ve bana dondu.
"Sen Ankara’dan beni asmak için mi geldin"?
bakıştık. ilk kez idam edilecek bir insanla yüz yüze geliyordum. Bana güldü.
Savcı namaz kılıp kılmayacağını sordu.İstemedi. Son
sözünü sorduk.
-Kırk liram ve saatim var. Oğluma verirsiniz, dedi.
Bu sırada Fındık Hafiz asılırken görmesin diye
pencerenin önünde durdum.
Fındık Hafız'ın idamı bitti. Seyit Rıza’yı meydana
çıkardık. Hava soğuktu ve etrafta kimseler yoktu. Ama Seyit Rıza meydan insan
doluymuş gibi, sessizliğe ve boşluğa hitabetti.
-Evladı kerbelayıme, be gunayime, ayibo zulimo,
cinayeto. (evlad-i kerbelayız, günahsızız, ayıptır, zulümdür, cinayettir.)
dedi.Benim tüylerim diken diken oldu. Bu yasli adam rap - rap yürüdü. çingeneyi
itti. İpi boynuna geçirdi. Sandalyeye ayağıyla tekme vurdu. İnfazı yaptı.
-Oğlu yaşında bir subayı öldürecek kadar katı yürekli
olan bir insanın bu mukadder akibetine acımak zor. Ama ihtiyarın bu cesaretini
takdir etmekten kendimi alamadım. Asabım çok bozuldu. Emniyet Müdürüne;
-Ben üşüdüm, otele gidiyorum, dedim.”
“Ben sizin yalan ve hilelerinizle baş edemedim, bu bana
dert oldu. Ama ben de sizin önünüzde diz çökmedim, bu da size dert olsun.”
(Seyit Riza)
15 KASIM 1937 Elazığ Buğday meydanı...
"Şimdi ayrımcılığın karanlık ve metruk vadisinden
kalkıp ırklar arasında adaletin yollarına koyulmanın zamanıdır.“ (Martin Luther
King)
4 MAYIS Dersim Tertelesini Anma Günüdür
• 1937/38 Dersim Tertelesi sadece bir defaya mahsus
yaşanmış bir katliam değildir; 1937/38 katliamı, Osmanlı-Türk devlet yapısına
aykırı yaşam tarzına, siyasi, sosyal ve kültürel kimliğe sahip bir topluluğa
karşı yönelmiş, grubun yaşam tarzını ortada kaldırmayı hedeflemiş, başlangıç
yılları onyıllarca geriye giden uzun bir siyasi kampanyanın en tepe noktasını
oluşturmuştur.
• Dersimliler, egemen Osmanlı-Türk devlet geleneği
ile çelişen yaşam tarzları, sosyal-siyasal ve kültürel kimlikleri nedeniyle
sistemli olarak baskı, terör ve asimilasyon altında yaşamışlar ve bir imha
politikasının hedefi olmuşlardır.
• 1937/38 Dersim Teltelesi Dersim halkına yönelik
baskı ve asimlasyon politikalarının toptan bir imha haline dönüşme tarihidir ve
4 Mayıs, Dersim Tertelesi’nin günü olarak kabul edilmiştir. Dersim 38
Tertelesi`nde katledilen insanların anıları önünde saygı ile eğilirken,
katliamı uygulayan, gizleyerek suç ortaklığı yapanları şiddetle kınıyoruz.
• 4 Mayıs“ın hükümetçe de Dersim 38 Tertelesi‘nin
anma günü olarak kabul edilmesini istiyoruz. İş başında hangi hükümet olursa
olsun her yıl 4 Mayıs‘da resmi bir açıklama yapılmasını, üzüntülerin dile
getirmesini ve katliamda hayatlarını kaybedenlerin hatırlanarak, anılarına
saygı gösterilmesini istiyoruz.
• Tarihi hatırlamanın ve katledilenlerin anıları
önünde saygıyla eğilmenin, ülkemizde ilerde benzeri kitlesel katliamların
engellenmesi; insan haklarına saygılı, barışı sağlamış demokratik bir toplumun
kurulabilmesi için çok önemli olduğuna inanıyoruz.
Gerekçe:
4 Mayıs’ın Dersim 38 Tertelesi‘nin anma günü olarak
seçilmesinin nedeni şudur:
“Tunceli tenkil harekatı“ olarak bilinen Dersim halkına
yönelik toplu imha kararı 4 Mayıs 1937’de yapılan bir Bakanlar Kurulu
toplantısında alınmıştır. Aynı gün Dersim toprakları bombalanarak; yüzlerce,
kadın, erkek, yaşlı, çocuk sivil öldürülmüştür. Yaklaşık olarak iki yıl süren
askeri operasyonlarda onbinlerce Dersimli katledilmiş, bir o kadarı da
bilinmedik yerlere sürgün edilmiş, aileler parçalanarak, tek tek köylere, ilçe
ve vilayetlere dağıtılmıştır. Dersim 38 Tertelesi ile Dersim’in önde gelenleri
haksız hukuk dışı bir şekilde idam edildiler. İdam edilen Dersim Seyitlerinin
yakınları, bugün hala dedelerinin mezarlarını aramaktadırlar. 1938‘de evlatlık
verilen ya da kimsesizler yurduna verilen binlerce çocuk vardır. Gazeteler hala
kayıp kardeşlerini / yakınlarını arayan insanların haberleriyle doludur.
Dersim 38 ile koca bir nesil anasız-babasız bırakıldı.
Bizler, nenemizi, dedemizi ve yakın akrabamızı tanıma olanağından mahrum
edildik. Çoğumuz kardeş, amca, dayı, hala duygusundan yoksun büyüdük. Annesiz,
babasız, yakın akrabasız yaşamanın ne demek olduğunu belki de Dersimliler kadar
kimse bilemez. Bu duyguyu ancak benzeri soykırımlara uğramış topluluklar bilir
ve anlarlar.
Türkiye’nin Medeni Dünya’da Hakettiği Yeri Alması İçin:
Çağımız tarihle yüzleşme ve geçmiş hatalardan dolayı
özür dileme çağı olarak anılıyor. Medeni ülkeler, farklı dil, inanç ve
kültürleri bir zenginlik olarak kabul ederek koruma altına alıyorlar.
Kendisinden farklı olanlara karşı yapılan haksızlıkların sorumluları, kendi
gerçekleri ile yüzleşerek mağdurlardan özür diliyorlar. Yahudilere karşı
Hitler’in soykırım politikası ile yüzleşen Almanya, 1911/47 yılları arasında
sömürgeci politikaları yüzünden Libya’dan özür dileyen İtalya, yıllar önce
kendi coğrafyasından kovduğu Musevilere yönelik politikalarıyla yüzleşen
İspanya, II. dünya savaşı öncesinde ve sırasında Asya’da mağduriyete sebep olan
politiklarıyla yüzleşen Japonya; yakın bir tarihte çalınmış kuşak‘tan ve
Avustralya yerlileri Aboriginilerin torunlarından özür dileyen Avusturalya,
1990’lara kadar sürdürülen asimilasyon politikalarıyla yüzleşen ve yerlilerden
özür dileyen Kanada ve Amerika bunlardan sadece bazılarıdır. Holocaust
sırasındaki rolleri nedeniyle komisyonlar kuran, bu rolleri nedeniyle özür
dileyen Baltık ülkelerini, Romanya ve İsviçre‘yi saymıyoruz bile.
Tarihleriyle yüzleşmek bu devlet ve toplumları küçük
düşürmedi aksine saygınlık kazandırdı. Türkiye de ancak kendi tarihi ile
yüzleşebilirse, bu onurlu toplumlar ailesine katılabilir . Ülkemizde barış ve
demokrasinin yolu geçmişin acıları ile yüzleşmekten geçer.
Evet bu ülkelerde yüzleşmelerden sonra kıyamet kopmadı,
tersine buralarda toplumsal iç barışa ve yaşanan trajedilerin unutulmasına
yönelik önemli gelişmeler oldu. Bunun için yeni olanaklar ve yollar açıldı.
Dersim Halkı hiçbir zaman kan davası gütmedi.
Töremizin, kültürümüzün bize öğrettiği insan sevgisidir, intikam duygusu değil.
Şu yazdıklarımızı da bir intikam veya kan davası duygusuyla yazmıyoruz. Tam
aksine, toplumsal barışa, kardeşliğe bir çağrıdır bizim yaptığımız. Devletin
kendi insanını „tehdit“ olarak gören politikalarının sona ermesini, toplumsal
barış ve huzur için, geçmişte yaşanmış acılarla yüzleşilmesini istiyoruz.
Dersim 1937/38‘de yaşanan tarihi haksızlıkların açığa çıkmasını istiyoruz.
Vicdanı ile muhasebe yapacak, tarihi hakikatler ile
yüzleşecek namuslu ve vicdanlı bir hükümete ihtiyacımız vardır. Türkiye insanı
artık tarihi ile yüzleşmeyi onur sayacak bir hükümet istiyor. Halka sürekli
olarak yalan söyleyen ve genc kuşakları yalan ile besleyen hükümetler
istemiyoruz. Yalanı ve iftirayı politika haline getirmiş, insanların kitleler
halinde öldürülmesini „terörizmle mücadele“ olarak sunan hükümetler bize
yakışmıyor.
4 Mayıs Dersim 38 Tertelesi Gününde ölülerimiz için dua
etmek istiyoruz. Onların anısına mum yakmak, kurban kesmek ve niyaz dağıtmak
istiyoruz. Coğrafyamızda yaşanan katliamların bilinmesini, tarihimizin,
kültürümüzün, dilimizin ve inancımızın yaşamasını ve yaşatılmasını istiyoruz.
Sayın Başbakan, sayın Cumhurbaşkanı, 4 Mayıs’da
bizim ile beraber anmalara katılın; Dersim 38 mağdurlarının üzüntülerini
paylaşın. Sizlerden, 4 Mayısı resmi anma günü ilan ederek katledilen onbinlerce
kadın, çocuk, yaşlı mahsum insanın anısı önünde eğilmenizi bekliyoruz.
Demokrasi‘den, insan haklarından, insan sevgisinden,
ve adaletden yana olan herkesi bu acılı günümüzde aramızda görmek istiyor, tüm
insanları yanımızda olmaya çağırıyoruz.
Kamuoyuna saygılarımızla
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder