15 Haziran 2020 Pazartesi

BAYTAR MEHMET NURİ DERSİMİ (1890 – 1973) ULUSAL KAHRAMAN MI, ULUSAL HAİN Mİ ?

Baytar Nuri, Dersim / Ovacık ilçesinin güney batısına düşen Burnak köyünden görülüyor.
İnternet ortamında başka başka yerler gösterilse de Burnaklılar onun kendi köylüsü olduğunu ve ailenin hala köyde arazilerinin bulunduğundan bahsetmektedirler. Baytar Nuri Dersimi köyde halk tarafından sevilmeyen birisi olarak tarif edilmektedir. Kendi anlatımına göre de Burnak’lı olan Nuri Dersimi’nin sülalesine atası ‘’Colo’’ dan dolayı ‘’Colikoğulları’’ veya ‘’Colikzadeler’’ denilmektedir. (1)

İlk eğitimini evde-köyde amcasından alan baytar Nuri, Harput Askeri Rüştiyesine kaydolur. Sonra 1904’de Harput İdadi mektebine geçer. Nuri Dersimi’nin babası mılla İbrahim, Hozat mutasarrıfı olan Sağıroğlu Sabit beye hitaben methiyeler dolu bir şiir yazar. Bu methiyelerden sonra Sağıroğlu Sabit bey Dersim valisi olmuş ve küçük Nuri Dersimi’nin Elazığ’a yatılı okula girmesini sağlamışlar. (2) Demek ki Nuri Dersimi daha babadan itibaren devlet erkanıyla iyi ilişkiler içerisindeymiş. Burayı bitirince 1911’de İstanbul - Sultanahmet Mülkiye Baytar Mektebi Alisi’ne girer. Nuri burada önce Kürt Talebe Hevi cemiyetine girer, sonra Kürdistan Muhiban Cemiyetinin umum katipliğini yapar sonra Kürdistan Teali cemiyetine katılır.

Birinci dünya savaşı başladığında 1914’de son sınıfta olan Nuri herkes gibi askere alınır. Beykoz’da iki aylık bir askeri eğitimden geçirilir. Erzincan – dördüncü orduda vekil subay rütbesiyle görev verilir. Nuri 1916’da okuluna döndü ve 1918’de mezun oldu. Bir ihbar üzerine Kürdistan Teali Cemiyetiyle ilgili Divan-ı harpte yargılanır hemen serbest bırakılır.

Baytar Nuri, sakıncalı ve Divan-ı harpte yargılandığı halde hemen tayini yapılıp devlette görevlendiriliyor Kangal, Divriği, Zara bölgesine resmi görevli olarak atanıyor. (3) Bölgeye Kara Deniz üzerinden Mustafa Paşazade haydar ile birlikte geçer. Ümranlıya (Boğazviran – Boğazören) köyüne gittiklerinde Mustafa Paşazade Haydar’ın kardeşi Alişan ve Alişan’ın katibi Alişer’le bir araya gelirler.

Aynı yıl (1919) M. Kemal Paşa Erzurum’dan Sivas’a gelir ve Baytar Nuri’yi ve Alişan’i yanına çağırır. Alişan görüşmeye gider Baytar Nuri mazeret gösterip gitmez.(4) Baytar Nuri kendi anlatımlarına göre Sivas’ta vali tarafından gözaltına alınmış ayağına zincir vurulmuştur. Olayı duyan M. Kemal paşa baytar Nuri’nin serbest bırakılmasını istemiş. İş onunla da bitmemiş. M. Kemal’in emriyle kendisine Sivas’ın Koçhisar kazasına bağlı Celallı nahiyesinde evvelce Fertallı oğullarından hazineye intikal etmiş olan Süleymaniye isimli çiftlik verilmiştir. (5) Baytar Nuri’nin olayı ilginç önce gözaltına alınıyor sonra serbest bırakılıyor durduk yerde kendisine çiftlik hediye ediliyor.

Burada şöyle kuşkulu bir durum var baytar Nuri gözaltına alınıyor böylece muhalifmiş gibi bir izlenim yaratılıyor. Koçgiri olaylarında yer alan öncülerin güvenini kazanıyor. Koçgirililer onun sinsi, hain bir düşman olabileceğini bile fark etmiyorlar. Daha da ilerde 1921’de ortaya çıkacak Koçgiri olaylarında ajan – provokatör rollerine hazırlanılıyor. Yani Koçgiri bölgesinde hareketin önderlerinin arasına bu baytar Nuri’yi sokma ve ayaklanmaya doğru itme ve devlet güçlerince de bastırılması olayı. Baytar Nuri derin devletin adamı olarak hem istihbarat, hem provokasyon konularında uzman tam anlamıyla derin devlete çalışan bir adam gibi görünüyor.

Dilek Kızıldağ Soileau’nın, Belgelerdeki mi, Belleklerdeki mi: hangi Seyit Rıza ? adlı doktora çalışmasının 7. sayfasında düştüğü dip notta şöyle diyor: ‘’Koçgiri birkaç asır önce Dersimden göçtüğü iddia edilen yoğunlukla Sivas’ın İmranlı/Ümraniye, Zara, Suşehri, Kangal, Divriği, Hafik ilçeleriyle, Erzincan’ın Refahiye, Kuruçay ilçelerinde 135 köyü çevreleyen alanda aynı isimli aşiretin meskün olduğu bölgedir.’’

Koçgiri ve çevresinde sıkıyönetim ilan edilir. Bölgeye giriş çıkışlar yasaklanır. Yollar, köprüler tutularak bölge her taraftan kontrol altına alınır. Askeri harekatın başına sakallı Nurettin paşa getirilir. Ayrıca Giresun üzerinden Topal Osman kuvvetleri getirilir. Topal Osman Balkanlarda, Kafkaslarda gönüllü olarak savaşlara girmiş bu savaşlarda topal olmuş birisi ve en sonunda Giresun’da kendi çetesini kurmuş derin devlete çalışan bir çete reisidir. Kara Deniz bölgesinde Rumları katleden, fırınlarda yakan, göç ettiren bu Topal Osman ve çetesidir. Topal Osman kara denizde yaptıklarını sakallı Nurettin paşa ile birlikte Koçgiri’de yapmaya başlamıştır. Koçgiri direnişinin içinde olan Nuri Dersimi’nin ajan - provokatör çabaları ve sakallı Nurettin paşanın, Topal Osman’ın bastırma harekatıyla halkın üzerinden silindir gibi geçilir.

Rivayetlere göre bu katliamdan sonra 1000 kişi Dersim’e sığınır. Bu sığınanlar arasında seyit Rıza’nın yeğeni Rayber tarafından öldürülen Alişer ve karısı Zarife de vardır. Nuri Dersimi’de Koçgiri direnişinin bastırılmasından sonra 15 Mayıs 1921’de Dersim’e geçmiştir ancak Koçgiri’de yürüttüğü devlet görevini yani istihbarat, ajan - provokatörlüğünü devam ettirmek ve yeni görevler almak için geçmiştir.

Nuri Dersimi, Koçgiri direnişine katıldı, önderler arasında yer aldı adı altında Divan-ı Harb’de gıyaben idamla yargılanmıştır. Geçtiği özel yeni görev yeri olan Dersim’de, Dersim halkı tarafından, Divan-ı Harb’de gıyaben yargılandığı için, devlete muhalif görülmüş, direnişçi eğilim ve gruplarca kendisi kabul görmüştür.

Nuri Dersimi, Dersim’de de devlet tarafından beslenen birisidir. Haydar Beltan’ın Dersim meclisinin internet sitesinde ki makalesinde ve 05 – Haziran – 2020 tarihinde Hüseyin Aygün’le sosyal medya üzerinden yaptığı söyleşide 1926’da bölge halkından oluşturulan içinde Türklerin, Kürtlerin de olduğu devşirilen milislerin başına geçerek Dersim’de oldukça sert bir direnme merkezi olan koçan (Koçu – Koçuşağı) aşiretinin üzerine seferler yapmış başarısız olmuştur. Sonra aynı harekatı başka komutanlar, ünlü 33 kurşunla anılan orgeneral Muğlalı da dahil başka birlikler sürdürmüş arazinin (ünlü Ali Boğazı bölgesi gibi) sarp ve engebeli olmasından dolayı başarısız olmuş geri çekilmişlerdir. Devletin Koçan kuşatması ve Koçanlıların direnişi 1906 dan beri, yani Osmanlı döneminde olduğu gibi, İttihat Terakki iktidarı altında da devam eder. Arşivler tam açılmamıştır olaylar yeteri kadar netleşmemiştir. En nihayetinde 4 Mayıs 1937 hükümetin bakanlar kurulu kararları ve genel Dersim harekatıyla birlikte bastırılan, dağıtılan Koçan direnişinden dolayı katledilenler, tutuklananlar, idam edilenler, yakın ve uzak bölgelere sürgünler olmuştur.

Nuri Dersimi hem idam cezasıyla yargılanıyor hem milis komutanlığı yapıyor, valilerin iltifatına mazhar oluyor. Dersim mutasarrıflığı tarafından kendisine Dersim’de rahatça dolaşabilmesi için sertifika veriliyor. Elazığ’a valiliğe gidiyor, Diyarbakır’a valiliğe gidiyor. Diyarbakır valisiyle Elazığ valisiyle birlik olup Dersim aşiret reislerini ziyaret ediyor. Valilerle, mülki erkanla birlikte özel ziyafet sofralarında oturuyor. Devletin haliyle Ankara’nın, valilerin yapılmasını istedikleri şeyleri aşiret liderlerine aktarıyor. Aşiret liderlerini devletin yanına çekmeye çalışıyor. Bazı aşiret liderlerini yanına alarak Ankara’da hükümetle üst düzeyde görüşmeler yapıyor. Hem idamla yargılanıyor hem de her yere girip çıkan adamdır bu Nuri Dersimi. Yanına alıp Ankara’ya götürdüğü bazı aşiret liderleri, aşiretleriyle birlikte devlet safında Dersim direnişine karşı savaşan aşiretler haline geliyor.

Haydar Beltan’ın Dersim meclisinin internet sitesinde yayınlanan makalesinde anlattığına göre, tam yetkiyle Dersim’e tayin edilen general Abdullah Alpdoğan’ın Elazığ’a ilk geldiğinde kendisini karşılayanlar arasında bu Nuri Dersimi’de vardır. (6) Hem idamla yargılan, hem Koçgiri’nin, hem Dersim’in kahramanıyım diye ortalarda dolaş ondan sonra Dersim soykırımının birinci dereceden tam yetkili aktörünü Elazığ tren istasyonunda karşıla olacak şey değil.

Bundan başka Diyarbakır, Elazığ valilerinin ve onların planları çerçevesinde Nuri Dersimi özel görevlerle görevlendiriliyor. Bütün Dersimin aşiretleri, kabileleri, klanları dolaşılıyor devletin planlarına uymaya çağırılıyor. Devletin bir isteği de bir kısım Dersimlinin Elazığ ovasına yerleşip çiftçilik yapmasıydı. Nuri Dersimi ikna ettiği bazı Dersimlileri Elazığ ovasına götürüp yerleştirir. Nuri Dersimi’nin kendisine de Elazığ’da Holvenk (Şahinkaya) köyünde bir manastır çiftliğiyle birlikte hediye edilir. (7) Böylece Elazığ’a yerleştirilenlerle Dersim boşaltılmaya, direniş ocağı bir ölçüde zayıflatılmaya çalışılır. Hükümette plan çoktur, Nuri Dersimi üzerinden bazı aşiretleri yanına çekmeye çalışıp, direnen aşiretlere karşı savaştırmak ister.

Nuri Dersimi Suriye’de kaleme aldığı iki kitabında bütün Dersimi aşiret – aşiret, dağ – bayır, yayla yazar. Aşiretlerin genel nüfusunu ve silahlı insan sayısını, gücünü yazar. Kimlerin sözünün geçtiğini, kimlerin geçmediğini kimlerin kimlerle husumetinin olduğunu bilir. Adeta hem doğa hem toplum üzerinde uzman olmuştur. Osman Pamukoğlu, Mustafa Kemal Paşanın çizdiği Dersim’e karşı yapılan askeri harekat planının Trabzon’da müzede olduğunu açıklamıştı. Dersimi hiç gezmemiş olan Mustafa kemal Paşanın istihbaratı Nuri Dersimi’den aldığını ve harekat planını ona göre çizdiğini söyleyebiliriz.

Hükümet, seyit Rıza ve arkadaşlarını idam eder, halkı katleder, sağ kalan masum, savunmasız halkı ülkenin bütün bölgelerine sürgün ederek mecburi ikamete tabi tutarak asimilasyonu devam ettirir. Hükümet birlikleri Dersim direnişçilerini katlettiği gibi bu ihanetçi, işbirlikçi, ajan – provokatörleri de ortadan kaldırma yolunu tutar. Topal Osman en korkunç katliamları yapmış, derin devletin en önemli vurucu adamlarından birisiydi onu bile Ankara, Çankaya’da ortadan kaldırdılar.

Nuri Dersimi sıranın kendisine geldiğini anlayınca kaçmaya çalışır. Önce İstanbul üzerinden Avrupa’ya kaçmaya çalışır olmayınca Suriye’ye kaçar. Suriye bölgesinde önce Fransız bölgesine (Hatay) yerleşir Fransızların bu bölgeden çekilmesinden ve T.C. birliklerinin gelişinden sonra Suriye’ye geçer. Sonra Ürdün’e gider tekrar Suriye’ye döner, veterinerlik yapar, hatıratını yazar, Kürtlerin kurduğu Hoybun cemiyetine katılır.

Sonuç:
Bu konuda makale, kitap yazan Haydar Beltan, 05 – Haziran – 2020 tarihinde sosyal medyada Hüseyin Aygün’le yaptığı söyleşide, Nuri Dersimi’yi ‘’yanlış yönde olan Dersimi bir değer’’ olarak tanımlamıştır. Söz konusu söyleşinin sonunda Hüseyin Aygün ‘’burada bir çelişki var Nuri Dersimi hem yanlış birisi hem Dersim’in değeri nasıl olur ?’’ diye sormuştu. Beltan’sa ‘’yanlışlığı zamanla netleşecektir’’ deyip, ‘’yalnız onun Dersime giydirdiği gömleği giymeyelim’’ demiştir.

Nuri Dersimi, yanlış yönde değerse bu adam Dersim’in değeri olamaz. Hem Beltan’ın hem benim görüşüme göre Nuri Dersimi’nin Suriye’de yazdığı iki kitap Dersim olaylarıyla örtüşmemektedir. Nuri Dersimi, kitaplarında baştan sona abartıya ve çarpıtmaya gitmiştir. Nuri Dersimi, Dersim olaylarını adeta beş yüz bin kişinin öldüğü Çanakkale savaşı gibi bir savaşa benzetmiş, kendisini de o savaşın, direnişin içindeymiş gibi anlatmaya çalışmıştır. Söz konusu her iki kitapta Dersim – Zaza kimliği de tamamen çarpıtılmış, ters yüz edilmiştir. Günümüzde Zaza özgürlük hareketi onun ortaya koyduğu hataları, yanlışlıkları, abartıları düzeltmek için var gücüyle çabalamaktadır.

Nuri Dersimi ilk önce İstanbul’da yargılandığı davadan hemen beraat ettiriliyor. O büyük ölçüde ajanlığa burada başladı. Ajanlığını öğrenci örgütlerinde başlayıp Kürdistan Teali Cemiyetinde sürdürdü. Bir ihbar üzerine yakalanıyor, yargılanıyor hemen af ediliyor arkasından devlet görevine atanıyor.

Sivas Koçgiri’de tekrar tutuklanıyor M. Kemal Paşanın emriyle serbest bırakılıyor. Güya Koçgiri direnişçi önderleriyle birlikte görülüyor. Devamla güya karşısına geçip savaştığı devlet tarafından yukarıda yazdığımız gibi kendisine Sivas’da çiftlik hediye ediliyor. Devlet kendisine karşı savaşan adama ne diye çiftlik hediye etsin ?

Elazığ’da devlete iyi hizmetlerinden dolayı kendisine hükümetçe çiftlik hediye ediliyor.

Her gittiği yerde kendisine çiftlik hediye edilen, devlet erkanının, protokol heyetlerinin içinde yer alan, valilerin, kaymakamların, mutasarrıfların evlerinde yatıp – kalkan, içkili, eğlenceli  ziyafet sofralarında söz konusu protokollarla birlikte yer alan, Koçan (Koçu – Koçuşağı) aşiretinin vurulmasında milis komutanı olarak görev alan, Dersimin ve Koçgiri’nin vurulmasına ön ayak olan ajan – provokatör Baytar Nuri Dersimi, ne Koçgiri’de ne de Dersim’de ulusal kahraman olamaz…

Suriye’ye geçmiş olan Nuri Dersimi, devlete olan hizmetlerinin karşılığında kendisine vaad edilen vaadler yerine getirilmediği ve üstelik de ülkeden kaçmak zorunda kaldığı için küskündür, tepkiseldir yada kafayı yemiştir. İstanbul’da ki öğrencilik yıllarından itibaren devlete çalışan ajan – provokatör, özel savaş elemanı Nuri Dersimi Suriye’ye geçtikten sonra Kürdistan, Kürdistan, Kürdistan, intikam, intikam, intikam diye naralar atmıştır.

1978 Dersim devrimci gençlik, yurtsever gençlik kuşağının üzerinde belli bir etkisi olan, günümüzde bu etkisi sorgulanan, garip, ilkesiz, tutarsız bir adamdır baytar Nuri Dersimi. Günümüzde bazı çevreler tarafından temcit pilavı gibi ısıtılıp - ısıtılıp, tekrar - tekrar önümüze sürülmesi onun sorgulanmasına ve bu makalenin kaleme alınmasına yol açtı.

(1) Nuri Dersimi Hatıratım Öz-Ge yayınları 1992 sayfa 15
(2) Nuri Dersimi Hatıratım Öz-Ge yayınları 1992 sayfa  26
(3) Nuri Dersimi Kürdistan Tarihinde Dersim Ani Matbaası Halep 1952 Sayfa 121 – 122
(4) Nuri Dersimi Kürdistan Tarihinde Dersim Ani Matbaası Halep 1952 Sayfa 122 – 123
(5) Nuri Dersimi Hatıratım Öz-Ge yayınları 1992 sayfa 110 / Nuri Dersimi Kürdistan Tarihinde Dersim Ani Matbaası Halep 1952 Sayfa 136
(6) Nuri Dersimi Kürdistan Tarihinde Dersim Ani Matbaası Halep 1952 Sayfa 262
(7) Nuri Dersimi Kürdistan Tarihinde Dersim Ani Matbaası Halep 1952 Sayfa 192
Recep Gül 15 – 06 - 2020